Yedi

|
gerçeklik diye ağzımızda gevelediğimiz şey aslında çok komik bir şey. komik tabi ya.

bir ayılıyorum, kadıköy'de bir taş banka oturmuş, bön bön (hatta muhtemelen şaşı şaşı) geleni gideni izliyorum.
bi daha ayılıyorum, galatasaray'da güzel beyaz bir sandalyede zarifçe sigaramı sallayarak şuh kahkahalar atıyorum.
sonra birden bir yerlerde dans ediyor oluyorum.
bir anda yastığımda buluyorum kendimi. küçücük olmuş, yastığa gömülmüş, daha fazla karanlığa ihtiyacı varken..

içimi ilk kez saf öfke ve nefretle dolduran gıcık mı gıcık, insan israfı bir kadın vardı. "adam öldürmek diye bir şey var arkadaş, var ve gerçek" demiştim onun yüzünden. zarar vermediğim için ara ara pişman olduğum bir kadın. yaşlı, cüce, çirkin, nefesi kokan, kompleksli ve berbat gülüşüyle sürekli hayat hikayesini anlatan rezalet biri. hayatımın küçük bir bölümünü karıştırmayı başarmış falan neyse...
geçenlerde ona rastladım. "aa naber?" dedi. durdum. baktım. "iyiyim. seni sormalı" dedim. sonra biraz konuştuk. sonra midem bulandı. sonra gittim.

0 yorum:

Yorum Gönder